sarı papatyam
 
  Ana Sayfa
  İletişim formu
  Sayaç
  Ziyaretşi defteri
  forum
  özlüyorum
  tarihte bugün
  sinemalarda bu hafta
  hava durumu
  papatya
  il il türkiye
  iller arası mesafe
  risale-i nur
  namaz vakitleri
  kuran-ı kerim
  ezan
  padişah
  mehter marşı
  gazete
  günün sözü
  veda hutbesi
  anlamlı sözler
  islam tarihi
  cami
  türke evladı
  radyo
  esma-ul hüsna
  acı
  ya nebi
papatya









PAPATYA 

Koskoca bir bahçede Demetler içinde bir papatya. Aşık olmuş, yanmış, tutuşmuş Ak sakallı bahçıvana... Bir ümit bekliyormuş. Yüzlerce çiçeğin arasından Onunla, sadece onunla Saatlerce ilgilenmesini. Buz gibi suyunu Sadece ona döksün istiyormuş... Sadece ona değsin makası, Sadece ona gülsün dudakları. Kıskanıyormuş bahçıvanı Kırmızı güllerden, Sarı lalelerden, Mor menekşelerden. Papatya, sadece bahçıvan için açıyormuş, Bembeyaz yapraklarını... Bir gün, Aşkı öyle büyümüş ki, Papatya yapraklarını taşıyamaz olmuş. Eğilivermiş boynu. Toprağa bakıyormuş artık. Bahçıvanın sadece sesini duyuyormuş Ayaklarını görüyormuş. Bunada sükür diyormus. Yetiyormuş ona, bahçıvanın varlığını hissetmek. Zaman akıp gidiyormuş. Papatya bahçıvanın yüzünü görmeyeli çok olmuş. Ne var sanki boynumu kaldırsa Bi kerecik daha görsem yüzünü diyormuş. Yanıp tutuşuyormuş... Ve işte bir gün.. Bahçıvan papatyaya doğru yaklaşmış. İncecik bedenini ellerinin arasına almış. Elindeki sopayı, köklerinin yanına, toprağa sokmuş Bir iple papatyanın gövdesini bağlayıvermiş sopaya. Papatya o an daha çok sevmiş bahçıvanı. Hâlâ göremiyormuş onu, Ama bedeni kurtulmuş. Uzun bir müddet sonra, Bahçıvan uğramaz olmuş bahçeye. Gelen giden yokmuş... Kahrından ölecekmiş papatya. Ama işte bir sabah, Hortumdan akan suyun sesiyle uyanmış. Derin bir oh çekmiş. Çılgıncasına sevdiği bahçıvan geri gelmiş. Birden, kendisine doğru gelen iki ayak görmüş. Bu onun delicesine sevdiği bahçıvan değilmiş. Başka birisiymiş. Adamın elinde bir de makas varmış. Papatyanın kafasını kaldırmış yukarıya doğru Ne güzel açmışsın sen öyle demiş. Bu gencecik, yakışıklı bir delikanlıymış. Gözleri gök mavisi, saçları güneş sarısıymış... Ama gövden seni taşımıyor demiş. Elindeki makası papatyanın boynuna doğru uzatmış Ve bir hamlede başını gövdesinden ayırmış. Papatya yere düşerken hatırlamış sevdiğini, O ak saçlı, ak sakallı, yaşlımı yaşlı bahçıvanı hatırlamış. Bir de o gencecik, yakışıklı delikanlıyı düşünmüş, Ve o an anlamış, neden o yaşlı bahçıvanı sevdiğini. O, her şeye rağmen, papatyaya emek vermiş. Belki, ona hiç bir zaman güzel olduğunu söylememiş, Ama onu asluında hep sevmiş. Papatya anlamış artık. Sevgi; emek istermiş... Yere düştüğünde son bir kez düşünmüş sevdiğini, Teşekkür etmiş ona içinden.. Son yaprağı da kuruduğunda, Biliyormuş artık... Gerçek sevginin, söylemeden, Yaşamadan ve asla kavuşmadan Varolabileceğini... 

Yazarı Bilinmiyor










 
   
Bugün 6 ziyaretçi (20 klik) ziyaretçi
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol